Bugün pazar…
Ben çalışma masamın başında oturmuş, oda penceresinden dışarıya arada bir göz atarak bu satırları yazıyorum…
Dışarıda mevsimin doğal halini yansıtan bir pazar sabahının, coşkunun her düzeyini peşinen ayıplayan hüzünlü renklerini izleyerek…
O renklerin derin boşluğundan kopup gelen kar sularının şıpırtılarını yankılayan gizemli fısıltıları dinleyerek yazmak, çoktandır sesi soluğu çıkmayan şair yanıma, sevdalı bir yüreğin yalnızlığını seslenmesini yana yakıla yaşayarak paylaşmak gibi…
Kırklı yaşlara kadar, -doğanın gökte çocuk hali, yerde doğurgan anaç hali olan- nisan aylarında haykırarak gelen, haziran aylarında yerini renklerin tuvaldeki coşkun egemenliklerine bırakarak sessizce çekip giden seslenmenin, ilk kez ocak ayında ortaya çıkması ve bunun ellili yaşların son çeyreğinde yaşanması hiç hayra alamet değil…
Ülkenin bütün toplumsal yaşam alanlarının, sanata sevdalı beyin ve yürek eylemlerinin eylem alanı olması dileğiyle İyi pazarlar.
(Nazmi Metin-14 Ocak 2017)