Bu sabah moral konusunda dibe vurmuş bir kafayla uyandım. Bunun nedeni, bu kez alt kat komşularımız… Yattığımda saat 24:00 gösteriyordu. Yüksek perdeden bağırtılar yüzünden sıçrayarak uyandığımda kalkıp saate baktım, 02:00’ye birkaç dakika vardı. Oturduğumuz siteyi yapana, yapanı kontrol etmeyen kooperatif yönetimine, gürültüye bu kadar duyarlıyken çok katlı bir bina yaşayanı olmak için sekiz yıl taksit ödeyen kendime öfkeyle söylenerek yatağıma döndüm. Söylenmemin en hararetli yerinde uyumuş olmalıyım ki, gün boyu ağzımın tadı tuzu olmadı.
Dünün aksine bugün Edirne güneşli gün yoğunluğu altında gün boyu hayatın ışıklı yanlarını gülümsedi durdu yaşayanlarına. Ben de bu gülümsemeden payıma düşeni almak için bugün, birkaç haftadır hava koşulları nedeniyle kullanmadığım yeni açılan yoldan suni gölet güzergahını kullandım.
Her yürüyüşte olduğu gibi bugünkü yürüyüşte de çoğunlukla, TRED ile URD’nin sorunlarını gözden geçirerek, TRED’in 2015- 2016 yılı dönem etkinliği Trakya Sergileri İl-İlçe Buluşmaları ile URD’nin Türkiye Sergileri Sanat Buluşmaları etkinlikleri hazırlıklarına kafa yordum.
Ülkemizde Derneklerin temel sorunu, üyelerin dernek tüzüğünde belirtilen sorumluluklarını yerine getirmemeleriyle ilgilidir her zaman… İnsanın insanlığının yaşam kaynağı olan toplumsal konulara karşı ilgi düzeyini gösteren bu sorumsuzluk örneği, siyasetten ekonomiye, kültürden eğitime yakınılan temel sorunlarımıza da kaynaklık eder.
Her insanın toplumsal hayata katılımının başlangıç noktası ailedir. Aile örgütlü toplum yapısının konulan ilk temel taşıdır. Bizdeki aile örgütlülüğünün bireyi yok sayan yaklaşım ayarsızlığı, temel taşındaki işleme sakarlıklarını ve o taş işçiliği üzerinde yükselen yapının kaderini belirler.
Bizde herkesin mevcut sorun üzerine söyleyebileceği söz, önerebileceği bir çözümü vardır mutlaka…
Ama aslolan, söylenen sözün arkasında durarak sonucu görmeye yüreklice yürümek… Önerilen çözümün her aşamasında çaba gösterenlerden biri olarak yer almaktır. Toplumsal kazanımların mücadele arenası olan gerçek dernekçilik de böyle bir üyelik katılımıyla oluşabilen bir yapıdır.
Ben dernekçilik konusunda yıllardır böyle düşünüp, başarı için yapılması gerekenleri böyle anladığım için; çoğunluğun toplumsal olana sırtını dönmenin haklı bir gerekçesini bulduğu bu zamanda… hala ilke diye, hala onur diye, hala insanın iyi zamanlarında da kötü zamanlarında da yanı başında duranı görebileceği yegane yapı dernek örgütlülüğüdür, diye haykırarak anlatıyorum.
