Category Archives: Güne Ses

Yolculuk nereye?

2569224-uzun-yolculuk

            Yaygın bir deyim vardır; eller Mersin’e bizler tersine diye.

            Toplumsal yaşamımızın rotası bir süreden beri söz konusu bu deyimin ete kemiğe bürünmüşlüğünü sergiliyor.

            Klavyenin tuşlarına dokunan parmakların…

            İnterneti izleyen gözlerin sahibinin yürüyüş yönü, çağdaş insanın yaşam toprağına doğru olması gerekirdi aslında.

            Bizde ki bunun tam tersi…

            Siyasi yozlaşma ekonomik dokulara köşe dönücülük mikrobunu enjekte ederek, kültürden tutunda toplumsal ahlaka dek bütün insani duyguları çürütmüş sanki…

            Bütün değer yargılarımız marka çılgınlığının anaforuna kapılarak, yitip gitmiş; geride içleri boş kimlik hanelerimiz ile vücutsal görünümlerimiz kalmış gibi…

            “Gibiye!..” gelip takılan varlık nedenimiz giderek, “Gibinin!..” ötesine geçmeyi dayatırken, yaşadığı toplum şöyle dursun kendisine bile saygı duymayan insan tipinin yaydığı siyah görüntünün geleceğimizi belirsizleştirdiğini görüyoruz.

            Yukarıdaki satırlar bir bilimkurgu romanının giriş bölümü satırları değil elbet.

Bu satırlar, bizim beylik söylemlerle sık sık parlatma gereği duyduğumuz toplumsal hayatımızın gerçek durumunun anlatımıdır.

            Söz konusu anlatımı ilçemiz yaşamında da bolca görüyoruz…

            Son derece gelişmiş iletişim aygıtlarının bir parçasına dönüşmeden bir an durup sorsak kendimize;

            Yolculuk Nereye?.. 

 

Yalanla Yaşanmaz

bir_umut-4972

Böyle güzel değil mi?..

Herkes kendi havasında, yaşayıp gidiyoruz…

Yani, işte öylesine.

Düşen enflasyonun varlığında, zamla yatıp zamla kalkıyormuşuz, siyasilerimiz için ne gam!

Çıkarlar seçim zamanı halkın karşısına, atarlar bol keseden yalanı, oluverirler Ankara’nın vekil yaşayanı.

Bu ülkede, sonucu belirleyenin adı, “sessiz çoğunluk!” olarak kaldıkça, yılda bir seçim yapılsa ne değişir.

Temsil yetkisi almak için ortaya çıkan daha öncekilerden farklı değil ki.

“Üzüm üzüme baka baka kararırmış” derler, mevcut durum o hesap.

“Güzel günler göreceğiz” demiş Nazım, “Işıklı günler göreceğiz.”

Ah ustam. İki binli yılların eşiğinde bulunmamıza karşın o “güzel günlerin” öylesine uzağında duruyoruz ki.

O “ışıklı günlerin” önünde…

Elleri kara, yüzleri kara, düşünceleri kara, gölgeleri kapkara, o kadar çok duranımız var ki.

Halk ağacımın umut dalları birer birer kuruyup dökülürken, insan değerlerimizi yitirirken ve kapkara gölgeliler mantar gibi çoğalırken…

Yinede, “Güzel günler göreceğiz çocuklar, ışıklı günler.”

Çünkü bir gün mutlaka öğreneceğiz;

İnsanı ve hayatı yaşama sanatını.

Ve onlara da öğreteceğiz, yalanla yaşanmayacağını.

insana dair

Yazmak, bir hazin başlangıç mıdır yoksa bir hazin başlangıcın sonu mu?

BENGİSU

KİŞİSEL BLOG-LİFESTYLE

sanatdernekleri.wordpress.com/

SANATIMIZ İÇİN SANAT DERNEKLERİ DAYANIŞMASI

SANAT VE BEN

Tasarım ve Sanat

Enez Altınkum Sahilinin Sesi

Saros'un tarihi ve doğal zenginliği Enez Altınkum Sahilinin Yükselen Sesi

uzunkopruses22.wordpress.com/

Çağdaş Uzunköprü'nün ortak sesi

Küçükaltıağaç köyü

Edirne'nin Meriç İlçesi'ne bağlı