Memleket meselelerine duyarlı gazeteler sayfalarında…
Vatandaşın Marko Paşası gazeteciler köşelerinde yeri geldikçe yazdı…
Her zaman olduğu gibi…
Sunulan şehir içi taşımacılık hizmetinin kalitesi konusunda da…
İlgilisinden ne ses, ne de uygulama olarak…
Yazılanı üzerine alındığına dair bir tepki gelmedi.
‘Nasıl olsa…
Edirnelinin zamanı bedava…
Duraklarda otobüs beklese…
Nakit olarak zarara uğramaz ya!..’
Diye söylenmişlerdir hep bir ağızdan…
Bıyıkaltı sırıtarak…
Şehiriçi taşıma hizmetinin sorumlusu…
Seçmen onaylı bizim bürokratisler.
Geçen gün bir durakta…
Bir iki kişiyle başlayan otobüs bekleyişimiz…
Polisi huylandıracak sayıya ulaşmasına karşın…
Uzayınca benim hizmet kalitesi algıma göre…
Beş dakikası bir saat ayarında bir zamana…
Esaslısından selam sabah sarkıtarak…
Zamanımı sunduğu hizmete paspas yapanlara…
Tek kişilik protestomu başlatarak kaldırım üzerinden…
Metoroloji önünden 2 numaranın durağına doğru yürüyüşe geçtim.
Elli beş yılın otuzbeş yılında…
3 maymun olmaktan sakınarak…
Yaşadığım şu memlekette…
Bedelini tring ödediğim hizmeti bana…
Kıra döke, çala çırpa kakalayanlara…
Sokak edebiyatımızdan en nadide örnekleri sıralayarak…
Kaldırım çiçeklerinden o zat-ı muhteremlere…
Demet demet yaptım da yolladım.
Sorsalar bana…
Her zaman kendilerini değil de…
Yoklama sonuçlarını gördüğümüz…
Bir anlığına ete kemiğe bürünerek…
O hayalet kamuoyu araştırmacıları:
‘Edirne Belediye Başkanı denilince…
Birkaç cümleyle yanıtınız ne olur?’ diye…
Soruyu ikiletmeden…
20 yıldır Edirne’de Sedefçi’nin…
Belediye hizmeti olarak…
Halka götürebildiğini söylerim…
Yani…
“Kaldırım yapan, çiçek eken” derim.
Nazmi METİN
