Daily Archives: 23 Oca 2017

ANMA GÜNÜ

 

ug

 (25 Ocak 1997 yılında Uğur Mumcu’nun katledilişinin 4. yıldönümünde yazdığım köşe yazısı)

            Uğur Mumcu, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu gören, duyan, düşünen, konuşan ve yazan az sayıda ki aydınımızın en önde yürüyenlerindendi.

            Türkiye gibi bir ülke de, aydın olmanın ağır sorumluluğunu bilen, bilgisini, karanlıkları aydınlık kılmak için eyleme dönüştüren, örnek aydın insan Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü aracına konan bomba ile katledildi…

            Her koşulda, Atatürk ilkelerinin taviz vermez savunucusu olan Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 4. yılında düzenlenen etkinliklerle anarken, bu cinayetlere sessiz kalan çoğunluğumuzun katkısıyla iki bine üç kala, faili meçhul(!) cinayetler ve tarikat rezillikleri cennetine dönüştürülen bir ülkenin yaşayanı olmanın burukluğunu yaşıyoruz.

            Yaşadığımız bu burukluk nedeniyle, 25 Ocak 1993 günü ülkenin meydanlarına akan ve 24 Ocak 1993 tarihini milyonlarca Uğur’un doğum günü ilan eden yığınsal tepkiyi, her yıl hızını kesmeksizin sürdürüyoruz.

            BUGÜN 24 OCAK 1997…

            Uğur Mumcu’nun katledilişinin 4. yıldönümü…

            24 Ocak 1993 günü ülkenin meydanlarına akan yığınsal tepkinin bir bölümü, bugün yine meydanlara akarak, yokluğu her geçen gün daha bir derinden hissedilen Uğur’unu anacak…

            Dört yıl önce “Şeref sözü!” verilmesine karşın, hala bulunamayan katillerinin bir an önce bulunması talebi yine haykırılacak…

            Atatürk Türkiye’sinin ufuklarını karartan faili meçhul(!) cinayetler lekesinin temizlenmesi istenecek…

            Sonra!..

            Yine aynı şey olacak!..

            Atatürk Türkiye’sinde yaşama onurunu sahiplenerek, bugününe ve geleceğine sahip çıkan yüz binlerin yığınsal tepkisi, yasal uyuşturucu çeşitleriyle uyuşturulmuş bir halde geçmişe dönük yaşayan milyonların tepkisizlik barikatlarına takılacak.

            Peki, çözüm?..

Çözüm, Anma Günlerinde bir araya gelen ve daha sonra ayrışarak bin parçaya bölünen örgütsellik anlayışının değişmesinde…

Bu örgütsellik anlayışı, sol tavra 12 Eylül 1980 yamasıdır…

Unutmayın!..                                            (25 Ocak 1997-Adalet gazetesi)

ALIŞKANLIKLARIMIZ

 indir-2

Alışkanlıklarımız ne yasa, ne yönetmelik, ne de kural tanıyor..

Ortak yaşamın olmazsa olmaz kuralı olan, insana saygının ise, yanından yöresinden bile geçilmiyor..

Akıl ve mantığın, sevgi ve saygının harmanı olması gereken, her alanda kör inat buldozerine dönüşerek, tutanın elinde kalan, insani duyguları eriterek plastikleştiren ilişkilere dönüşüyor..

Düşmanımda bile olmasını istemediğim alışkanlıklarımız öyle bir boyuttaki…

Ülkenin geçmişi ve geleceği olan değerlere bakan göz görmezleşerek, yaşamsal olanı yok sayan tavra dönüşebiliyor..

Sorumluların sorumsuzlaştıkları yerde at izi ile it izinin ayrımına varmak zorlaşırmış. Birde buna, toplum kurallarının yerine kişi alışkanlıklarının egemenleşmesini ekleyin…

Bunca olumsuzluğun varlığında önce çevremizin, ardından da tepeden tırnağa kişiliklerin kokuşması gelmez mi?        (Nazmi Metin-23 Ocak 2017)

 

 

 

 

 

insana dair

Yazmak, bir hazin başlangıç mıdır yoksa bir hazin başlangıcın sonu mu?

BENGİSU

KİŞİSEL BLOG-LİFESTYLE

sanatdernekleri.wordpress.com/

SANATIMIZ İÇİN SANAT DERNEKLERİ DAYANIŞMASI

SANAT VE BEN

Tasarım ve Sanat

Enez Altınkum Sahilinin Sesi

Saros'un tarihi ve doğal zenginliği Enez Altınkum Sahilinin Yükselen Sesi

uzunkopruses22.wordpress.com/

Çağdaş Uzunköprü'nün ortak sesi

Küçükaltıağaç köyü

Edirne'nin Meriç İlçesi'ne bağlı